Dünyanın düzeni yaşanan bir kaos sonrası tamamen değişmiştir. Uygarlık tarihiyle tamamen bağlarını koparmış bir nesil yetiştirebilmek için 'Yaşlılar' adını verdikleri bir konsey yeryüzündeki renk , dil , din , düşünce gibi farklılıkları tanımlayacak tüm kavramları ortadan kaldırırlar. Artık dünya sadece siyah ve beyazdır. Dümdüz denizler , dağlar , engeller yoktur. Sadece güneşin olduğu tek tip iklim türü vardır. En önemlisi de kimsenin duygusu , hissiyatı ve anıları yoktur. Böyle bir düzende ergenliğini tamamlamış ve arkadaşlarıyla birlikte hayatının geri kalanı boyunca ona verilecek görevi bekleyen Jonas ummadığı bir süprizle karşılaşır. Bu süpriz tüm insanların geleceğini etkileyecektir.
Filmin bi kısmının siyah beyaz geçmesi sonradan Jonas'ın renkleri tanımasıyla renklenmesi falan oldukça başarılı bir fikir. Ama senaryosundan da anlaşılacağı gibi bu ara bu tarz filmler çok fazla var. Daha yeni vizyondan kalkan Muze Runner filmi yine bu tarza benzerdi. Ondan önce Devirgent'da aynı. Ve bu filmlerin hepsi seri halinde yazılmış ve önümüzdeki seneler devam filmleriyle tekrar karşımızda olacağı biliniyor. Giver diğer kıyamet sonrası bilimkurgu filmlerine göre biraz sönük kalmış fakat izlenmeyecek kadar da değil. Belki çıkış zamanlamasından dolayı biraz talihsizliğe uğramış olabilir. Ama bu türü seven insanların zevk alacağından eminim. Son olarak söylemek istediğim şey ise filmde Taylor Swift'in çok küçük bi rolde olsa da oynası , filmin kalitesini zedelemiş.
Filme puanım 7 iyi seyirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder